5 Haziran 2013 Çarşamba
DNA NEDİR ve NEREDE BULUNUR
DNA
"Deoksi Ribo Nükleik Asit" isimli bir tür Molekül grubunun kısaltılmış isimidir DNA'nın çift zincirli ip merdivene benzer Çift zincirli yapıdaki DNA zinciri oldukça uzun bir zincirdir Bu zincir hücre içindeki özel Enzimler ve Proteinler aracılığı ile paketlenir. Nasıl ki uzun bir ipi makaraya düzenli bir şekilde sarıyorsanız, hücrede buna benzer bir mekanizma ile DNA yı paketleyerek çekirdeğinin (Nukleus) içine yerleştirir DNA her hücrede bulunur.Örneğin böbreklerinizin hücrelerinde karaciğerinizin hücrelerinde, kemik hücrelerinizde kısacası vücudunuzdaki her hücrede DNA Molekülü mevcuttur.
DNA’NIN ŞEKLİ VE YAPISI
DNA molekülü, heliks (=sarmal) şeklinde kıvrılmış, iki kollu merdiven şeklindedir. Kollarını, yani merdivenin kenarlarını, şeker (deoksiriboz) ve fosfat molekülleri meydana getirir Deoksiriboz ile fosfat grupları ester bağlarıyla birbirlerine bağlanmıştır. İki kolun arasındaki merdiven basamaklarında gelişigüzel bir sıralanma yoktur her zaman Guanin (G) Sitozin’in (C ya da S) Adenin (A) Timin’in (T) karşısına gelir
Hem pürin (yani adenin ve guanin) ile pirimidin (yani sitozin ile timin) arasındaki Hidrojen
bağları, hemde diğer bağlar, meydana gelen heliksin düzgün olmasını sağlar. Pürin ve pirimidin bazları, yandaki şekerlere (Riboz), glikozidik bağlarla bağlanmıştır. Baz, şeker ve fosfat kombinasyonu, çekirdek asitlerinin temel birimleri olan nükleotidleri meydana getirmiştir. Dört çeşit nükleotid vardır. Bunlar taşıdıkları bazlara göre isimlendirilirler (Adenin, Guanin, Sitozin,Timin)
Balıkların Özellikleri
Balıkların Yapısı
Balıklar üç büyük gruba ayrılır: Kemikli balıklar, kıkırdaklı balıklar ve çenesiz balıklar.
Kemikli balıkların iskeletleri kemikten oluşur. Yüzmelerini kolaylaştıran yüzme kesesi adı verilen bir organları vardır.
Köpekbalıkları ve vatozlar gibi kıkırdaklı balıkların iskeletleri sert kıkırdaktan oluşur. Yüzme keseleri yoktur.
Çenesiz balıkların önemli özeliğiyse ağızlarının huni biçiminde olmasıdır. Solungaçları da az gelişmiştir.
Elektrikli Vatoz
Boy 70 cm’ye kadar
Özellikleri Ülkemizde Akdeniz’de görülür. Avlarına elektrik vererek onları felç edip yakalar. Geceleri avlanır, gündüzleri bedeninin bir bölümünü kuma gömerek durur. Vatozların, dünyanın bütün denizlerinde yaşayan çok farklı türleri vardır. Bazı türlerinin boyu 2-3 metreyi bulur.
Kırmızı Ateşbalığı
Boy 30-35 cm
Özellikleri Avustralya’nın batısı ve Malezya gibi yerlere özgüdür. Gündüzleri, kuytu yerlerde baş aşağı ve hareketsiz durur. Geceleri avlanır. Küçük balıklar, karides ve yengeçlerle beslenir. Göğsündeki uzantılarıyla avını köşeye sıkıştırır ve yutar. Sırtındaki dikenleri zehirlidir.
Haskefal
Boy 30-120 cm
Özellikleri Ülkemizin bütün denizlerinde görülür. Kuzey Amerika’dan Karadeniz’e kadar birçok yerde farklı türleri vardır. Kıyılarda yaşar, bazen besin bulmak için sürüler halinde lagünlere ve akarsulara girer. Suyosunları ve öteki deniz bitkileriyle beslenir. Ürkek ve çok çevik bir balıktır.
Orkinos
Boy 3 m’ye kadar
Özellikleri Orkinoslar, sürü halinde yaşarlar. Yazı Karadeniz’de geçirir, sonbaharda Marmara’ya, oradan Ege’ye geçerler; Akdeniz’i dolaşırlar. Tonbalığı olarak da adlandırılan Orkinos, eti değerli sayıldığı için çok yüksek miktarlarda avlanır ve balık çiftliklerinde üretimi yapılır. Doğada sayıları azalmıştır.
Melek Balığı
Boy 45 cm’ye kadar
Özellikleri Atlas Okyanusu’nun batısındaki ve doğusundaki mercan kayalıklarında görülür. Bazı türlerinin kuyruk bölümünde “yalancı göz” adı verilen koyu renk bir nokta ya da desen bulunur. Böylece, başının yeri konusunda düşmanlarını yanıltarak kolayca kaçar.
Pilotbalığı
Boy 35-40 cm
Özellikleri Atlas Okyanusu’nun birçok bölgesinde, ülkemizde de Akdeniz’de görülür. Köpekbalıkları ve vatozlar gibi kıkırdaklı balıklarla ortak yaşam sürdürür; onların artıkları ve parazitleriyle beslenir. Küçük balıkları ve omurgasızları da yer. Gemilere eşlik ettiği için Pilotbalığı adını almıştır.
Karagöz
Boy 40 cm’ye kadar
Özellikleri Ülkemizde daha çok Ege Denizi ve Marmara olmak üzere bütün denizlerimizde görülür. Birçok farklı türü vardır. Derinliği 50 metreye kadar olan taşlık yerlerde sürüler halinde yaşar. Kabuklular, solucanlar ve yumuşakçalarla beslenir. Mercan ve çipura gibi balıklarla akrabadır.
Sazan
Boy 30-100 cm
Özellikleri Dünyanın birçok bölgesinde akarsularda görülen bir balıktır. Çok farklı ortamlara kolayca uyum sağlar. Birçok yere insanlarca sonradan getirilmiştir. Suda yaşayan böcekler, otlar, ağaç tohumlan, su bitkileri ve yosunlarla beslenir. 17 yıl kadar yaşayabilir.
Kedibalığı
Boy 70 cm’ye kadar
Özellikleri Atlas Okyanusu’nun kuzeydoğusuna özgü bir köpekbalığı türüdür. Ülkemizde Akdeniz’de sık rastlanır. Denizin dip bölgelerinde, kıyıdan 100 metre derinliğe kadar olan yerlerde yaşar. Yumuşakçalar, kabuklular ve küçük balıklarla beslenir. Zararsız bir balıktır.
Denizatı
Boy 10-20 cm
Özellikleri Atlas Okyanusu’nda ve Akdeniz’de görülür. Kıyıya yakın, sığ sularda yaşar. Kuyruğuyla bitkilere tutunur ve gizlenmek için onların renklerine bürünür. Dişisi yumurtalarını erkeğin bedeninde bulunan bir keseye bırakır. Yumurtalar burada döllenir ve kuluçka dönemini babanın kesesinde geçirir.
Kirpibalığı
Boy 60 cm’ye kadar
Özellikleri Afrika’nın doğusundan Japonya’ya kadar uzanan bölgelerde görülür. Kendisini tehlikede hissettiğinde bedenini suyla ya da yüzeyde bulunuyorsa havayla şişirerek saldırganları korkutmaya çalışır. Gündüzleri kovuklarda gizlenir; geceleri yiyecek arar. Kabuklular ve yumuşakçalarla beslenir.
Müren
Boy 1 m ye kadar
Özellikleri Atlas Okyanusu’nun doğusuna özgüdür. Ülkemizde Ege Denizi’nde ve Akdeniz’de görülür. Kıyılara yakın kayalıkların kuytu yerlerinde yaşar. Geceleri avlanır. Balıklar, yengeçler ve mürekkepbalıklarıyla beslenir. Yaşadığı bölgeyi başka canlılardan korur; rahatsız edilmedikçe saldırmaz.
Gözlekeli kalkan
Boy 20 cm’ye kadar
Özellikleri Kalkanbalıklarındandır. Sığ sularda, kumluk bölgelerde yaşar. Düşmanlarından korunmak için üzerini kumla örterek kendini gizler. Bedeninin üst yanı kum görünümünü andıran desenlerle süslüdür. Akdeniz’de ve Karadeniz’de yaşar. Kabuklular ve yumuşakçalarla beslenir.
Trakonya
Boy 20-40 cm
Özellikleri Ülkemizin bütün denizlerinde görülür. Deniz dibinin kumlu ve çamurlu yerlerinde yaşar. Kendisini kuma gömerek avını bekler. Küçük balıklar ve kabuklularla beslenir. Avlarının üzerine çok hızlı atılır. Kendisini savunmak için kullandığı dikenleri battığında sancı verir. Çarpanbalık olarak da bilinir.
Günbalığı
Boy 10-25 cm
Özellikleri Atlas Okyanusu’nun doğusunda ve Akdeniz’de yaşar. Genellikle tek başına ya da küçük gruplar halinde gezer. Göz kamaştırıcı renkleri vardır. Küçük yumuşakçalar ve kabuklularla beslenir. Düşmanlarından korunmak ve yiyecek bulmak için sürekli yüzer ya da kayaların çatlaklarına saklanır.
Aybalığı
Boy 3 m’ye kadar
Özellikleri Çoğunlukla okyanuslarda, yüzeye yakın yerlerde yaşar. Akdeniz ve Ege Denizi’nin açıklarında da görülür. Pek fazla hareket etmez. Denizanası, ahtapot ve mürekkepbalığı gibi canlılarla beslenir. Ağırlığı 2000 kilograma erişebilir. En ağır balık olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na geçmiştir.
Piranha
Boy 30-35 cm
Özellikleri Piranhaların en büyüğü ve en tehlikelisidir. Brezilya’nın belli bir bölgesine özgüdür. Dişleri çok keskindir.Tatlısubalıgı olan piranhalar, sudaki her türlü hayvana saldırırlar. Kısa bir sürede avlarını iskelet halinde bırakırlar. Akvaryum balığı olarak kullanılır; ancak birçok ülkeye sokulması yasaktır.
Çekiçbalığı
Boy 4 m’ye kadar
Özellikleri Dünyanın birçok bölgesinde rastlanan bir köpekbalığı türüdür. Ülkemizde Akdeniz’de görülür. Gündüzleri gruplar halinde gezer; geceleri tek başına avlanır. Yumuşakçalar, kabuklular, balıklar ve hatta öteki köpekbalıkları ve vatozlarla beslenir. 35 yıl kadar yaşayabilir.
Uçanbalık
Boy 30 cm’ye kadar
Özellikleri Ilıman bölgelere özgü bir balıktır. Ülkemizde Güney Ege ve Akdeniz’de görülür Deniz yüzeyine yakın yerlerde yaşar. Planktonlar, omurgasızlar ve yavru balıklarla beslenir. Çok hızlı yüzer. Kimi zaman suyun dışına çıkarak kısa uçuşlar yapar. Böylece peşindeki balıklardan kurtulabilir.
Orfoz
Boy 1-1,5 m
Özellikleri Ülkemizde Ege Denizi ve Akdeniz’de görülür. Kıyıya yakın, kayalık bölgelerde yalnız yaşar. Yengeçler ve ahtapotlarla beslenir. Oldukça çekingen bir balıktır. Kendini tehlikede hissettiğinde kayalardaki oyuklara gizlenir. Özellikle zıpkın avcılığı nedeniyle sayıları hızla azalmaktadır.
Lipsoz
Boy 25-30 cm
Özellikleri Atlas Okyanusu’nun doğusunda, Akdeniz’de ve Karadeniz’de görülür. Kayalık ve yosunlu yerlerde tek başına yaşar. Renkleri, yaşadığı yerlere uyum sağlamıştır. Çok az hareket eder. Kabuklular ve öteki omurgasız hayvanlarla beslenir. Uyarıldığı zaman dikenlerini dikleştirir. Dikenleri zehirlidir.
Bakalyaro
Boy 20-40 cm
Özellikleri Atlas Okyanusu’nun kuzeydoğusunda, ülkemizde Karadeniz ve Marmara Denizi’nde görülür. Daha çok 30-100 metrede yaşar. Gündüzleri yüzeye yakın yerlere çıkarak hamsi gibi küçük balıkları avlar. Yengeç ve karides gibi canlılarla da beslenir. Bir yaşından sonra açık denizlere göç eder.
Mercan
Boy 30-70 cm
Özellikleri Mercanlar, sıcak ve ılıman denizlerin en çok bilinen balıklarındandır. Denizlerimizde çeşitli türleri görülür. Bedenleri genellikle kırmızımsı ve sarımsı renktedir. Denizlerin taşlık ve kayalık yerlerinde yaşar; yumuşakçalar, kabuklular ve küçük balıklarla beslenir.
Palyaçobalığı
Boy 10 cm’ye kadar
Özellikleri Pasifik Okyanusu’nun batısındaki mercan kayalıklarında görülür. Denizgülleriyle ortak yaşam sürdürür. Bedenini kaplayan özel bir tabakayla denizgülünün dokunaçlarının zararlı etkisinden korunur. Denizgülünün artıklarıyla beslenir.
Dülgerbalığı
Boy 60-70 cm
Özellikleri Ülkemizde Karadeniz ve Ege Denizi’nde görülür. Dibe yakın yerlerde genellikle tek başına yaşar. Kendisinden küçük balıklarla beslenir. Mayıs ayında Karadeniz’e göç eder. Üreme dönemini burada geçirir. Kışın Eğe Denizi’ne geri döner. Denizden çıkarıldığında iniltiye benzer bir ses çıkarır.
Bisikletin Çevreye
Faydaları
|
BİSİKLETİN YARARLARI 1. Hava Kirliliği Motorlu taşıtlardan çıkan gazlar, atmosfere salınan karbon dioksitin %31’ini, karbon monoksitin %82’ini oluşturur. Bu gazların %60’ı, motorun ilk çalıştırıldığı birkaç dakika içerisinde salınır. Araba yerin bisikletle gidilen her kilometre havadan 145 gram karbondioksit temizler. Bunun yanı sıra bir arabanın üretilmesi için gerekli madde miktarı o kadar fazladır ki, hesaplamalara göre bir araba tüm kullanım ömründe çıkardığı kirlilikten fazlasını üretilme aşamasında ortaya çıkarıyor. Her bir arabanın üretimi için 50.000 kwh enerji harcanıyor. 2. Ses Kirliliği 30 desibelin üzerindeki seslerin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğu saptanmıştır. Türkiye’nin büyük şehirlerinde ses kirliliği bu rakamın iki veya üç katıdır. Örneğin İstanbul’un Mecidiyeköy semtinde 85 desibel, Beşiktaş’ta ise 92 desibeldir. 30-65 dba : Konforsuzluk, sıkılma duygusu, kızgınlık konsantrasyon ve uyku bozukluğu 65-90 dba : Kalp atışı değişimi, solunum hızlanması, beyindeki basıncın azalması 90-120 dba : Metabolizmada bozukluk, başağrısı 120-140 dba : İç kulakta bozukluk 140 ve üzeri : Kulak zarının patlaması 3. Küresel Isınma Rakamlar sözcüklerden daha anlamlı. Aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi motorlu taşıtların sera gazı salınımları küresel ısınmanın %13.5’ini oluşturuyor. İnsan kaynaklı sera gazları salınımının sektörel dağılımı Sağlıkla İlgili Faydalar 1. Kandaki kolesterol seviyesini düşürür 2. Pıhtılaşmadan kaynaklanan kalp krizi riskini azaltır. 3. Yüksek tansiyondan kaynaklanan hastalık riskini azaltır. 4. Hareketsizlikten kaynaklanan sağlık sorunlarını azaltır veya engeller. Ekonomik Faydalar 1. Bireysel Arabayı satın almak için ödediğimiz para, aslında buzdağının su üstünde kalan kısmı. Asıl masraflar arabanın anahtarını aldıktan sonra başlıyor. Kasko, trafik sigortası, benzin, tamir, bakım derken ortalama bir aile, her yılın altı haftasını sadece araba masraflarını ödemek için çalışıyor! Oysa bisiklet için bu rakam sadece 1 gün! 2. Ülke Çapında Hareketsiz yaşam tarzının ve hava kirliliğinin sağlık sistemine getirdiği yük, araba yollarının inşası ve bakımı için gereken ayrılan bütçe, trafik kazaları, ülkenin enerji konusunda dışa bağımlığının artması, trafikten kaynaklanan işgücü kaybı ülke ekonomisine büyük zarar vermektedir. Özellikle son yıllarda enerji sıkıntısı yaşayan, dünyanın en pahalı benzinine sahip ülkemizde tüm enerji kaynaklarından tasarruf edilmesine çalışılmalıdır. Trafikten kaynaklanan benzin, işgücü kaybı korkutucu boyutlara ulaşmaktadır. Gelin trafiğin en sıkışık olduğu, buna rağmen her gün 500 yeni arabanın trafiğe eklendiği İstanbul’a bir göz atalım. Trafik sıkışıklığı sadece İstanbul’da yılda 1.5 milyar dolar kaybettirdi. Trafiğin yoğun olduğu 7: 00-10: 00 ile 16: 00-22: 00 saatleri arasında tıkanıklığa maruz kalan yolcu sayısının da yaklaşık 780 bin olarak tahmin edildiği hesaplamaya göre, bu kişilerin asgari ücret aldıkları kabul edilirse yaklaşık 1 milyar dolarlık iş gücü kaybı oluşuyor. Böylece, trafiğin, benzin ile iş gücü kaybı nedeniyle yol açtığı maliyet yılda en az 1.5 milyar doları buluyor. İstanbul'da araç sahibi olan kişilerin asgari ücretin en az 2 katı maaş aldığı düşünülürse, bu maliyetin 2.5-3 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor. Kapasite fazlası kullanım nedeniyle İstanbul'da araçların yaklaşık yüzde 50'si günde 45 dakikalık bekleme yapıyor. Bekleme yapan bir otomobilin 1 saatte 8 litre benzin tükettiği, dolayısıyla 45 dakikada 6 litre benzini gereksiz tüketeceği baz alınarak yapılan hesaplamada, köprü ve köprüye bağlı ana yollarda 15 bin 700 aracın trafik tıkanmasına maruz kaldığı kabul ediliyor. Bu verilerle, gereksiz benzin tüketiminin maliyeti yaklaşık 500 milyon dolar çıkıyor. Toplumsal Faydalar Toplum, gerek tek tek gerekse halkın bütününün sağlık ve refahı için çok önemlidir. Sosyolog Donald Appleyard’un bulgusuna göre hafif trafiği olan bölgelerde yaşayan insanlar yoğun trafikli bölgeler gore daha sosyaldir. Büyük şehirlerimizde “Haftasonu trafiği”ne takılmak istemeyen pek çok kişi evden çıkmamayı seçiyor. Bisiklet, toplumdaki etkileşim miktarını arttırır. Tabii bunu anlamak için Bay Appleyard’ın araştırmasa gerek yok, büyük şehirlerde yaşayan çoğumuz trafiğin bizi nasıl asosyalleştirdiğinin farkındayız. Hafta içi sabah akşam iş trafiğiyle boğuştuktan sonra haliyle haftasonunu da önümüzdeki arabanın plakasından kelime türetmeye çalışarak geçirmek istemiyoruz. Trafik ve arabaya endeksli şehir planlaması bizi sevdiklerimizden ayırıyor. Telefon hatlarının birbirine karıştığı eski günlerde “Adana, çık aradan” derlerdi. Bizse şunu diyoruz: “Araba, çık aradan”! |
Enerji Kaynaklarımız
| ||||||||
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)