5 Haziran 2013 Çarşamba

mantarlar alemi

MANTARLAR ALEMİ

 

4-MANTARLAR ALEMİ
Mantar deyince aklımıza hemen, çayırlarda, ormanlarda rastladığımız çeşit çeşit renkli "bitkiler" gelir. Bunlar kimimize göre zehirli şeyler, kimimize göre de leziz yiyeceklerdir. Ama bu arada başımızın belası, ayak parmakları arasında oluşan bir deri hastalığını da anımsarız. Bir de gerçekten başımızın belası kepekler! Ya bayatlamış ekmekleri nemli bir yerde bıraktığımızda üzerinde beliren küflere ne demeli? Peki ekmeğimizi maya ile yapmıyor muyuz? Bira mayası da var tabii. Eğer soframızda varsa, köy peynirinin mavi küfleri nedir ki? Ya her derde deva penisilin, onu da unutmayalım. Bütün bu saydıklarımızın hepsi de bir ve aynı dünyanın bireyleridir. Yani 'MANTAR DÜNYASI' nın. Şimdi mantarlar alemini biraz daha yakından tanıyalım.
a- Mantarların Genel Özellikjleri
Ökaryotik hücre yapısına sahip genellikle çok hücreli canlılardır. Tek hücreli


olanların yapılarında kamçı ve sil bulunmaz. Maya mantarları gibi tek hücreli mantarların haricindeki mantarlar hif adı verilen ince, uzun, renksiz iplik şeklindeki yapılardan oluşur. Hifler bir araya gelerek misel adı verilen dokuyu, miseller de tallus adı verilen yapıyı oluşturur. talluslu mantarların her tarafı aynı yapıya sahiptir. Miselyum, eşeysiz üreme ve beslenmeden sorumludur.

Hücre çeperlerinin olması, genellikle hareketsiz oluşları ve sporla çoğalmaları nedenleriyle bitkilere ve alglere benzeseler de hem fotosentez yapamazlar hem de bitkiler gibi kök, gövde, yaprak gibi yapılara sahip değillerdir. Hücre çeperleri bitkilerden farklı olarak kitin yapısındadır. Çoğalma döngülerinde hem eşeyli(izogamiyle) hem de eşeysiz(sporla-tomurcuklanmayla) üreme görülür. Heterotrof (saprofit veya parazit) olarak beslenirler. Karbonhidratları yağ ve glikojen şeklinde depo ederler(hayvanlar gibi).
b- Mantarların Çeşitleri
Dört şubede incelenirler; 1-Maya mantarları 2-Küf mantarları 3-Şapkalı mantarlar 4-Enfeksiyon mantarları
1-Maya mantarları: Tek hücrelidirler. Tomurcuklanmayla eşeysiz olarak ürerler. Oksijensiz solunum yaparlar. Açığa çıkardıkları CO2 hamurun kabarmasını sağlar. Hamur oluşumunda ve bira gibi bazı alkollü içeceklerin üretiminde kullanılırlar.
2-Küf mantarları: Miselyumları iyi gelişmiştir. Parazit olarak veya çürümekte olan organik atıkların üzerinde saprofit(çürükçül) olarak yaşarlar. Eşeyli(misellerin oluşturduğu gametlerle) ve eşeysiz(sporla) üremeyle çoğalırlar. Bu yönleriyle alglere de benzerler. Hiflerde enine çeperler nadiren bulunduğu için sitoplazmalarında çok sayıda çekirdek görülür. Sporları ekmek, peynir, salça, limon gibi gıdaların üzerinde gelişerek küflenmeye neden olur. Candida, Mucor, Rhizopus, Penicillium gibi cinsler örnek verilebilir. Bunlardan penisilin çeşitli gıdaların üzerinde mavi küfler oluşturur.
Her küf penisilin olmadığı gibi her penicillium türü de antibiyotik üretmez. Küf mantarları çoğu zaman mikotoksin denilen zehirli bileşikler üretirler(aflatoksin). Aflatoksin B, bilinen en şiddetli toksik bileşiktir ve kanserojendir.
3-Şapkalı mantarlar: Nemli topraklarda yaşayan şemsiye şeklindeki mantarlardır. Zehirli ve zehirsiz türleri vardır. Demir, fosfor, bakır, kalsiyum, potasyum, vitamin ve protein açısından son derece zengin olup değerli bir besin olarak tüketilir. Şapkalarının altında yer alan perdelerde bazidium denilen spor keseleri bulundururlar. Olgunlaşmış bazidiyosporlar eşeysiz üremeyi sağlar.
4-Enfeksiyon mantarları: İnsanda el, ayak, ağız, üreme organları gibi özellikle terleyen bölgelerde enfeksiyona neden olurlar. Parazit olarak yaşarlar. Canolida sp enfeksiyon mantarlarına örnek verilebilir. Mantarların oluşturduğu hastalıklara da pamukçuk ve saçkıran örnek verilebilir.
c- Mantarların Önemi ve İnsan Sağlığı İle İlişkisi
Mantarların ekolojik anlamda en önemli görevleri saprfit(çürükçül) beslenen türlerin madde döngüsünde üstlendikleri roldür. Bu görevi yine saprofit olarak yaşayan çeşitli bakteri ve arkea türleriyle birlikte yerine getirir. Çeşitli bitkilerin köklerinde oluşturdukları simbiyotik yaşam birliktelikleri de yeryüzünde canlılığın devam ettirilebilmesi adına mantarların üstlendikleri önemli görevlerden biridir. Peynir, alkol, çeşitli ilaçlar ve ekmek yapımında mantarlar kullanılır. Hamura katılan maya mantarları çeşitli tepkimelerle CO2 çıkararak hamurun kabarmasını sağlarlar. Şapkalı mantarların kültürü yapılarak ekonomik anlamda kazanç sağlar. Zehirli olmayan şapkalı mantarlar son derece zengin içeriğe sahip olan bir besin maddesidir. Antibiyotikler, vitamin ilaçları ve bazı hormonlar mantarlardan elde edilir. Özellikle penisilin mantarından elde edilen antibiyotik çok tesirlidir ve akciğer zarı iltihabı, çıban, ateşli hastalıklar, böbrek iltihabı, menenjit gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır. Zehirli mantarlar yenildikten 8 saat sonra etkisini gösterir. Bu süre içerisinde karaciğer ve böbrek işlevini yitirdiği için çoğu zaman ölüm kaçınılmaz olur. Yine insanlarda çeşitli rahatsızlıklara neden olan mantarları da unutmamak gerekir.
Sporların uygun ortamı bulup yaşama şansı az olduğu için fazla sayıda üretilirler. Bazı mantarların saatte 40milyon kadar spor üretmesi ve çoğu zaman 1m3 havada 20bin ile 2milyon arasında spor bulunması bu durumun bir sonucudur. Ayrıca bu, “besinler neden durup dururken bozulur-küflenir?” sorusunun da cevabını vermektedir.
Ölmüş bitki ve hayvan atıklarının yapısında bulunan organik bileşikler saprofit canlıların hücre-vücut dışına bıraktıkları enzimler vasıtasıyla daha küçük birimlere ve inorganik bileşiklere dönüştürülürler. Bu şekilde toprak, mineral ve inorganik bileşikler bakımından zenginleşir ve tekrar ototrofların kullanımına sunar. Ototrof canlılar da heterotroflar tarafından tüketilir. Buna madde döngüsü denir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder